Önemli olan Kalite mi, Sayı mı?

Bu yazımda mevcut sendikal yaklaşımdaki iki yönü birlikte ele alacağız,  aralarındaki ilişkinin sendikacılıkta ki yansımalarını inceleyip değerlendirmeler yapmakta fayda var. Yazının tamamında aslında bu iki kavramım birbirleriyle ne kadar ilişkili olduğu ve kaliteyi nasıl etkilediği de görülecektir.

Kalitenin önemli olduğu günümüz dünyasında, her ne kadar kaliteye önem veriliyor gibi gözükse de aslında işin aslı hiç de böyle değildir. Sendikalar tarafından sayısal rakamsal "çokluk" ( Üye sayısının fazla olması) ile itibar sağlama çabalarını ve bununla övünmelerini hep birlikte seyretmekteyiz.

Ülkemiz sendikal hareketinin gelişimi kendine özgü bir sendikal yaklaşımı ortaya çıkaramadığı gibi, 2001 öncesinde de ve mevcut durumda da ‘' ücret sendikacılığı'' yapıldığını söylemek mümkündür. Sendikaların genelde çalışanlara bu yönde kazanımların yapılacağına dair söylemlerde bulunulması, toplu sözleşmelerde çalışanların maddi beklentilerinin sendikalarca daha çok ön planda tutularak talep edilmektedir. Ayrıca yeni üyeler kazanmada da etkili olacağı düşünülerek, sendikacılar tarafından bu tür maddi kazanımların anlatılması, çalışanları ikna edeceği ve bu sayede üyelerin çoğalması beklenmektedir.

Toplu görüşme veya toplu sözleşme dönemleri veya daha öncesi (2001 öncesi ve bu güne dek 2018) olsun, sendikalarca sayısal çoğunluğun sağlanması ile maddi kazanımların hep ön planda tutulması bu gerçeği çok net ortaya koymaktadır. 

En son dönemde çok yüksek üye sayılarına sahip olan konfederasyon ve sendikalarca yapılan toplu sözleşmelere baktığımızda sayısal çoğunluğa sahip olmanın çalşanların hak ve hukukunda çokta ilerleme sağlamadığı çok net görülmektedir.

Sendikal anlayışın temeli olan idare uygulamalarının hukuka uygunluğunun yargısal denetimi yoluyla ve diğer demokratik yollarla denetlenmesi yapılmadığı gibi açıkca hukuka aykırı olan düzenlemeler ve çalışanların haklarını kullanmalarını engelleyen uygulamalarda dahi yetkili olan veya sayısal çoğunluğa sahip olan sendikaların doğru bir tutum sergilemediği gözlemlenmektedir.

Sayısal çoğunluğun meseleleri çözmediği çok açıktır. Niceliğin (sayının) değil niteliğin (kalitenin) ön planda tutularak ülkemizde bize özgü bir sendikal anlayışın oluşturulması ihtiyacı doğmaktadır. Buradan hareketle aslında ülkemiz sendikacılık hareketinde yeni bir yapılanma ihtiyacı açık olarak görülmektedir. İşin özü önemli olan "Nicelik değil, Niteliktir." Bu yeni anlayıştan "Kalite" doğacaktır.

Siz değerli kamu çalışanlarına ve kamuoyuna saygı ve selamlarımla, sevgiyle kalın.

Yener KARDEŞ
Genel Başkan
UHS